Yargı ’soykırım’da zamanaşımına sığındı

”Ermenilere soykırım yapıldı” diyen avukat Medeni Ayhan´a mahkeme beraat verdi. Yargıtay Başsavcısı da beraat kararının onanması yönünde tebliğname sundu. Yargıtay 8. Ceza Dairesi ise, davayı ’zamanaşımı’ kararıyla düşürdü.
Türkiye, TCK 301’den AİHM’de mahkûm olmuştu. Fransa’daki ‘Ermeni soykırımını inkârı’ suç sayan yasaya tepkiler sürerken, Türkiye’de ise “Soykırım yapıldı” diyen bir avukat yargılandı. Yargıtay davayı ‘zamanaşımından’ düşürdü. Tarihçi Taner Akçam’ın açtığı dava üzerine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini bildirmişti.
2004 yılından yapılan Ankara Barosu Genel Kurulu’nda, Avukat Medeni Ayhan bir konuşma yaptı. Ayhan, Türkiye’de Ermenilere yönelik soykırım yapıldığını öne sürdü ve Kürtlerin devlet kurma hakkını savundu: “Ermenilere bir soykırım yapılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu 1915’te Hamidiye Alayları ve İttihat ve Terakki kadrolarıyla 1,5 milyon Ermeni’nin katliamında rol almıştır. Mazlum ve güzel Ermeni halkının acısını paylaşarak, önlerinde saygıyla eğiliyorum.

Kürtler ayrı bir ulustur. Türkiye’de yaşayan 30 milyon nüfusu olan Kürt halkına hiçbir hak tanınmamaktadır. Ben Kürt ulusunun bir bireyi olarak ve Kürdistan’ın bir vatandaşı olarak konuşuyorum ve Kürtlerin devlet kurma hakkını da hukuksal bir hak olarak sonuna kadar savunuyorum” dedi. Ayhan, Ankara Barosu’nun 2008’deki Genel Kurulu’nda da ’Ergenekon ve Kürt sorununu’ konuşurken şöyle dedi: ”Eğer Ergenekon’u, gerici ittihatçı-Kemalist olan, yani bu topraklarda yeri olmayan ve Ermeni’nin, Asuri’nin, Pontuslu Rum´un, Ezidi´nin, Kürt’ün, Alevi’nin soykırımcısı durumunda bulunan bir çizgiyi, kurumlaşmasını ve statükosunu eleştirip red etmiyorsan solcu olamazsın. İttihatçı Kemalist Türk kontrgerillasının bugünkü adı, ya da son 20 yıldaki adı Jitem’dir, Hizbullah’tır, Ergenekon’dur, Türk İntikam Tugayı’dır. Bu değişik isimleri kullansa da Türk devletinin kontrgerillasıdır, hangi ismi kullandığı çok da önemli değildir. Bunlar Sivas´ta, Dersim´de, Madımak’ta, Gazi’de, Çorum’da ve Kahramanmaraş´ta ise Alevi soykırımında rol aldı…” Ayhan´nın, 2008 yılındaki bu konuşması nedeni ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturmada kamu davası açmak için izin istendiyse de, Adalet Bakanlığınca izin verilemediğinden dava açılamamıştı. Buna karşın Ayhan nın, 2004 yılındaki konuşması yönünde ise, Adalet Bakanlığınca izin verildiğinden dava açılmıştı.


Başbuğ şikâyetçi oldu.
Bu sözler nedeniyle, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı olan İlker Başbuğ, Ayhan hakkında suç duyurusunda bulundu. Ayhan hakkında, ‘Halkı sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, bölge ayırımı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etmek’ suçundan dava açıldı. Davaya Bakan Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi, söz konusu sözler nedeniyle özgürlükçü bir yorumda bulundu. Mahkeme, 2010 yılında verdiği kararında Ayhan’ın açıklamalarının düşünce özgürlüğü kapsamında olduğuna hükmetti ve Medeni Ayhan’ın beraatına karar verdi.

Verilen kararı Cumhuriyet Savcısı temyiz etti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hazırladığı tebliğnamede, yerel mahkemenin verdiği beraat kararının onanmasını istedi. Karar, temyiz incelemesi için Yargıtay 8. Ceza Dairesi’ne gönderildi. Davanın zamanaşımına girme ihtimali bulunması nedeniyle Ayhan geçen temmuz ayında, adli tatil öncesinde Yargıtay’a başvurarak, ‘davanın ivedi olarak görüşülmesi’ konusunda dilekçe verdi. Ayhan, “Türkiye’de Ermeniler’e soykırım yapıldı” demenin suç olup olmadığı hususunda bir içtihat oluşturulması gerektiğine vurgu yaptı.

Ayhan’ın uyarılarına rağmen Daire, davayı öne almayarak, normal sırasında görüştü. Daire, esastan incelemesini yapmadan, davanın zamanaşımına girdiğine karar verdi. Avukat Medeni Ayhan, beklenen içtihadın oluşması halinde, bilim insanlarının Türkiye’de Ermeni soykırım yapılıp yapılmadığı konusunda daha rahat tartışma olanağına kavuşmuş olacağını söyledi ve “Ancak beklenen karar çıkmadı” dedi.
AHİM’den Akçam kararı: 301 ifade özgürlüğüne engel
Tarihçi Taner Akçam, AGOS gazetesinde yayımlanan “Hrant Dink, 301 ve Bir Suç Duyurusu” başlıklı makalesinde “Soykırım demek Türklüğe hakaret değil” görüşünü savunmuştu. Söz konusu yazı nedeniyle Akçam hakkında çok sayıda suç duyurusunda bulunuldu. Ancak savcılık yapılan suç duyurularına takipsizlik kararı verdi. Buna rağmen Akçam, hükümetin fikirlerini savunmayı sürdürdüğü takdirde hakkında adli soruşturma açılmamasını garanti edememesi üzerine, AİHM’de Türkiye aleyhine dava açmıştı. Başvurusunda 301. maddenin her türlü yoruma açık olduğunu ve ifade özgürlüğünü kısıtladığını savunan Akçam, maddede yapılan değişikliğe rağmen Ermeni soykırımı ile ilgili devletin resmi tezleri dışında bir görüş savunanlara yönelik yeni soruşturmalar açıldığına dikkat çekmişti. AHİM’de Akçam’ı haklı bularak, TCK’nın 301. maddesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini belirtmişti.

Mesut Hasan Benli
Skriv en kommentar

Kategori

Arkiv